Volume 2, No 4, Fall 1992 |
11 Eylül, 1992
Sayin Tanju Çataltepe,
Mektubunuzu ve ekte gönderdiginiz dergileri aldim. Tesekkür ederim...
Sayin Murat Nazifoglu'nun yazisini daha önce okumustum... Sayin Mustafa Kafkasli'nin yazisini da simdi okudum... Cevap verecek bir durum yok... Zaten Sayin Kafkasli toplantiyi izlememis. Arti, kafayi kiraya vermek ya da kafa karistirma konusunda da benimle ilgili bir sey söylemiyor. Benim insanlari dininden süpheye düsürmek için kafa karistirdigim gibi bir iddia zaten ortada yok. Insanlari din zannettikleri, ya da bildiklerini zannedip fakat bilmedikleri konularda uyarilarimla, onlarin kafalarini karistirdigimi söylüyorum... Ve sorunun çözümü içinde karisan kafalarimizi Kur'an ve resulullahin sünnetinde sükunete kavusturmamiz gerektigini söylüyorum...
Kafalari kiraya verme meselesine gelince, Kur'an bize bilmedigimiz seyin arkasina düsmememizi bildirir. Kur'an'in anlayis sahipleri için bir hidayet rehberi oldugu bildirilir kitapta... Akil olmak ne anlama geliyorsa kasdettigim o.
Ancak yine de sayin Kafkasli zaman zaman, konu ile ilgili olarak yorum sinirlarini zorlayarak "Eger benim hissettigim sekilde maksat oturmus ehlisünnet gelenegine çamur atmak, ya da islam alimlerinin itibarini zedelemekse, bu ancak fitne çikarmak isteyen münafiklara yakisir'' gibi ifadelerle sanki öyle bir kasit sözkonusu imis gibi bir imaj uyandirmaya çalismaktadir ki, suizan günahtir. Haksiz ithamlar ve zan dogurmaya yönelik gayretler, ancak gayret sahibini zor durumda birakir...
Sanirim Kafkasli alel acele yazdigi anlasilan mektubu ile, benim sözlerimi degil, vehminde ürettigi bir takim ithamlari cevaplamak istemistir... Heva ve hevesini putlastiran, akli hakikatin kaynagi ve ölçüsü olarak gören, egosantirik --Ben merkezci-- yaklasimlarin nasil bir felaket oldugu hakkindaki sözlerimi, beni taniyanlar hatirlayacaklardir.
Ben, haddi asmak ve sinirlari zorlamak istemiyorum... Bu dünyada herkes yaptigi ve söyledigi, yapmasi gerekirken yapmadigi ve söylemesi gerekirken söylemedigi her isin ve sözün hesablni verecektir. Bu dünyada tartisip durdugumuz seylerin hesabi bir gün önümüze gelecektir. Allah görendir, bilendir. Insanlarin yaptiklarini da kalplerinden geçenleri de bilir o.
Kafkasli "Bilmiyorum" diyor, ''belki söylenmek istenen benim anladigim degildir.'' Keske emin olduktan sonra yazsa idi. Benim sözlerim ve yazdiklarim ortada... mektubunda dedigi gibi ''eger yanlis bir anlama sözkonusu ise bu durumda memnuniyetle yorumlarimi geri almaya raziyim" diyen Kafkasli'nin sözünü geri alip almayacagi kendi bilecegi istir... Çünki ben sözlerimin ve yazimin, o da sinirlari zorlayan ve suizana sebeb olan sözlerinin hesabini verecektir...
Ben sözlerimin hesabini Allah'a ve onun halifelerine vermeye hazirim, ama kimilerinin vehimlerindeki ithamlara verecek bir cevabim yok... Onlar benim günahlarimin hamalligini yapmaya devam ededursunlar...
Rabbim, yalniz senden yardim diler ve yalniz sana siginirim. Sen ne güzel bir vekilsin, bizi dogru yola ilet, nimet verdiklerinin yoluna, gazaba ugrayanlarin degil, Hakki hak, batili batil olarak göster, hakta toplanmayi nasib et, Rabbim gögsümü genislet, sabrimi artir, Hakki söylet, sözlerimi ve yazimi etkili kil... Sen bilensin, görensin, din gününün sahibisin, kalplerden geçeni bilen, kalpleri çevirensin sen ve dönüs yalniz sanadir... Layik olmadigimiz ve sükrünü edada acze düstügümüz nimetlerin için hamdolsun. Amin...
Sayin Çataltepe, bu tür yazilara esasen cevap vermemeyi tercih ederim. Yine de siz uygun görmezseniz yayinlamayabilirsiniz. Müslümanlar arasinda muhabbetin eksilmesine yol açan seyleri geri itmek gerekir. Ben müslümanlardanim... Hepimizin hatalari var ve benim hatam bana yetiyor... Bunun tartismasini yapmak istemem. Elbette yanlis seyler söylemis olabilirim, yanlis anlasilmis da olabilirim... Zaten konusmalarimda kitaplarimda bunu açikça belirtiyorum... Böyle bir uslubla tartismak hos bir sey degil.
Gerek derginizdeki not, gerekse sizin mektubunuz beni yazmaya sevketti. Insallah daha güzel günlerde, ciddi konularda tekrar yazismak, konusmak umudu ile...
Bu Mustafa Kafkasli beyi de tanimak isterdim. Kim diye... Ama nasilsa, elbet bir gün mutlaka tanisacagiz, din gününde... Ama keske hesaplarimizi o güne birakmadan bu dünyada halledebilsek... çünki yarin çok geç olabilir...
Umarim, tekrar cevap vermek zorunda kalacagim, ya da böyle bir çagriya muhatap olacagim olumsuz bir gelisme olmaz...
Aslinda bu kafa karistirmak ve kafayi kiraya vermek konusunu sizlerle tekrar konusmak isterim. Ben hala öyle yapiyorum... Saniyorum bu isin önemi daha da büyüyor, belki bu konuyu kitaplastirabilirim. Çünki görüyorum ki, bu konunun açikça tartisilmasinda fayda var ve zaten önemli ölçüde bu konuda elimde döküman ve konuyla ilgili sorular var...
En iyi dileklerimle, selam ve dua ile.