Volume 2, No 3, Summer 1992

Mektup: Dilipak'a elestiri

Selamun Aleyküm,
Muhterem Anadolu yetkilileri,

Öncelikle gayretlerinizden dolayi Allah razi olsun. Sizi ve bizi ihlastan ayirmasin. Bize ait meselelerin müzakeresini yapabilecegimiz, nefsimizi ortaya getirmeden hakikati arayabilecegimiz bu türden ortamlarin sürekliligi için yaptiginiz fedakarlik insaallah bosa gitmeyecektir.

Size yazmamin sebebi, A. Dilipak'in Amerika seyahatiyle ilgili Aklinizi kimseye kiraya vermeyin! baslikli yazi [Anadolu, vol. 2 no. 2]. Nefsim adina konusmaktan Allah'a siginirim.

Dilipak'in konusmasinda bulunmadigim için, 'Aklimizi kiraya vermemizi neden istemedigini' ya da 'kafalarimizi neden karistirmaya çalistigini' tam olarak bilemiyorum. Okudugum kitaplar arasinda kendisine ait eserler önemli yer tutar ve enerjik, gayretli bir gazeteci-arastirmaci-yazar olarak bilirim. Yukarida alintiladigim ilkeleri, eserlerinde de görmüsümdür ama baska bir alanda. Resmi anlayisin ilkokuldan beri kafalara kazidigi 'kutsal' ve 'dokunulmaz' kavramlarin desilmesinde ve altindan ne çikacagina bakilmasinda, ilk etapta statükoyu benimsemis kafalarin 'karistirilmasi' ise yarayabilir. Ne de olsa, inatçi kafirin kafasina süphe atabilmek Islamin anlatilmasinda bir merhale sayilir. Ama ayni sey müslümana uygulanamaz. Müslümanin kalbine süphe atmak, seytana yakisir bir istir. Alti kof statüko ile ugrasirken edindiginiz aliskanliklari, vahiy üzerine bina edilmis Islam ile ilgili konulara tasirsaniz, hata edersiniz.

Müslümanlarin 'kafasi karistirilmaya' çalisilirken, ya da akillarini zinhar kiraya vermeyip kendilerinin isletmesi istenirken, kasdedilen nedir? Eger benim hissettigim sekilde, maksat oturmus ehl-i sünnet gelenegine çamur atmak, ya da Islam alimlerinin itibarini zedelemek ise, bu ancak fitne çikarmak isteyen münafiklara yakisir. Ya da kafasi çalismayan ahmak dostlarin düsecegi bir tuzak denebilir.

'Akl' Kur'an'da hep müsbet manada kullanilmistir. Kafirler akletmemekle suçlanmis, akil sahipleri ögülmüstür. Ama aklimizi zinhar kiraya vermeyecegiz derken, heva ve hevesimizi putlastiriyorsak, Allah'in Kitabini kendi heva ve heveslerimiz için delil arayabilecegimiz bir yer saniyorsak, Islami sahabe efendilerimizin nasil anladigini dikkate almadan kendi anlayisimiza göre yasariz zannediyorsak, yüzyillarca sirat-i müstakimin temsilcisi olmus ehl-i sünnetin genis caddesinden ayrilip, sayisiz sapik akimlardan birisine girmek ya da yeni bir sapik kol eklemekten baska birsey yapmis olmayiz.

Endiseliyim. Ahmak dostlardan, içimize sizan düsmanlardan yana endiseliyim. Zaten idari olarak bassiz kalmis ümmetin, Islam gelenegini yikarak ve Allah'tan korkan alimlerin itibarini zedeleyerek iyice basibos birakilacagindan endiseliyim. Esbab planinda, belki de son kalemiz olan, etrafinda kenetlenip küfre karsi tüm varligimizla, organize mücadele vermemiz gereken, Resullerin mirasina sahip alimlerimize ahmakça hücum edilmesinden endiseliyim. Kendi dünyevi islerimizi, en ehil insanlara birakirken, o konuda mümkün olsa en iyi kisiyi getirip o isi onun eline teslim etmek isterken, hayatimizin tek gayesi olabilecek bir davada bu kadar patavatsiz davranilabilmesinden dolayi da saskinim.

Yanlis anlasilmasin. Demiyorum ki Islam profesyonel bir alimler sinifi içindir ve bunlarin disindakiler birseye kafasi çalismayan cahillerdir. Ama insafla düsünmek lazim, su fani cesedimizi hasta olunca kafir doktora teslim ediyoruz, kendi kafamizdan tedavi etmiyoruz da, is Islami ilimlere gelince hepimiz müctehid kesiliyoruz. Bu iste bir yanlislik yok mu?

Bilmiyorum, belki söylenmek istenen benim anladigim degildir. Bu durumda memnuniyetle yukaridaki yorumlarimi geri almaya hazirim.

Allah bizi hesaba çekilmeden, kendisini hesaba çekenlerden eylesin. Amin.

Hürmet ve muhabbetlerimle