Metin içinde tutarlılık problemleri

T24 sitesinde 10 Mart 2015’de Eren Keskin ile bir röportaj yayımlandı. Eren Hanım hakkında birşey bilmiyordum ama yazının girişinde “hukukçu, insan hakları savunucu ve yazar” olarak sunuluyor. Eren Hanım da şöyle diyor:

Kesinlikle demokratik, sivil mücadeleden yanayım, ama bir insan hakları savunucusu olarak PKK’nin silahına ihtiyaç olduğunu savunuyorumPKK’nin silah bırakması en son tartışılacak maddedir.

Bu şaşırtıcı militarist pozisyonu daha sonraki bir ifadesi anlamamıza yardımcı oluyor:

İnsan hakları örgütleri devletin hak ihlallerine karşı kurulmuş bir örgütlenme. Şunu her zaman söylüyoruz, öyle bir devlet yapısında yetiştirildik ki, öyle bir resmi ideoloji bize pompalandı ki, hepimiz aslında egemenimize benzedik. İnsan hakları örgütleri de dahil, hepimizin bu devlete çok benzediğini düşünüyorum. Son derece erkek egemen, militer, feodal yapılar kuruyoruz.

[…]

Gerçekten bir demokratikleşme yaşanacaksa, önce kendimizden başlatmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu sadece PKK için değil, diğer sol örgütler için de böyle. Ayrıca bu konuda korkmamak gerekiyor. Savaş, zaten hata barındırır. Herkes hata yapar savaşta. Tabi ki devasa, örgütlü bizi bile kendisine benzetmiş bir devletten bahsediyoruz. Öncelikli olan devletin suçlarını araştırmaktır. İnsan hakları savunucuları da doğal olarak bunu yapmışlardır.

Silaha olan güvenindeki probleme rağmen söyleşinin sonunda cinsel şiddetin devlet elinde bir araç haline gelmesine yönelik eleştirileri önemli.


15 Mart’ın diğer garip yazısı Yeni Şafak‘ta Cem Küçük’ün yazısı idi. Aslında geçmişte de işlediği bir konuyu toparlamış ama kaş yaparken göz çıkarmış gibi olmuş. Yazının ana teması insan hakları savunucusu ABD’nin bile devletin çıkarları ve sırları için gazetecilerin gözünün yaşına bakmadan hapse attığını anlatarak Türkiye’deki paralelci gazetecilere uyarıda bulunmak. Ama Yeni Şafak gibi ABD’nin Afganistan ve Irak savaşları sırasında yaptıklarını şiddetle eleştirmiş (özellikle İbrahim Karagül’ün yazıları), ABD elçiliğinin yalanladığı haberleri sonradan Bradley Manning gibilerinin ifşa ettikleri ile doğrulanmış bir gazetede, bu insanların başlarına gelenleri savunur ve onaylar pozisyonda olmak garip. Türkiye’de paralelcilerin yaptıkları örgütlü güç mücadelesinde fırsatçılık, halbuki Snowden, Manning gibilerinin yaptıkları birey olarak kendilerini ortaya koyup ABD anayasasına ve halkına karşı olduğuna inandıkları davranışları ifşa etmek. Özellikle Snowden’in ifşa ettiklerinin üçüncü şahıslara zarar vermemesi için harcadığı çabayı görmezden gelmemeli.

Yeni Türkiye “devlet ne yapsa yeridir” veya “örgütüm ne yapsa yeridir” diyen zihniyetin olmadığı Türkiye olacak inşallah.

This entry was posted in Siyaset. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *


*