Yabancı basın ve kamuoyu meselesi

15 Temmuz darbe girişiminden sonra yabancı basının ve bir çok “müttefik” ülkenin tavrı haklı eleştirilere konu oldu. Serbestiyet’te Adam McConnel konuyu iyi özetlemiş. Avrupa ve ABD basının tavrı yeni değil, o nedenle belki pek şaşırtıcı değil diyebiliriz, manipülasyonlardan, gizli ajandalardan bahsedebiliriz ama bunlar Türkiye’de hükümetin, iktidar partisinin, Cumhurbaşkanlığının uzun süredir yurtdışında mesaj yönetiminde kusurlu olduklarını görmemize engel olmamalı.

Son günlerde STK’ları, iş adamlarını ABD ve Avrupa gazetelerinde ilan vermeye çağıran köşe yazıları da okudum. Konunun anlaşılmadığını gösteren bir davranış. Bu çağrıda bulunanlar çuvalla parayla alınan bir düzine ilanın, bir haber içindeki bir paragraf, bir editoryal sayfa makalesi karşısında etkisi olmayacağını göremiyorlar. Bu konuda iyi bir başlangıç olabilecek bazı önerileri Kemal Öztürk yaptı. Kurumları, iş adamlarını muhataplarıyla birebir ilişkiye girerek anlatmaya çağırdı. Bir mesafe katedilecekse böyle “dokunan” yöntemlerle sabırlı çalışmak, network‘ler oluşturmak gerekiyor. Tarafgirlik, önyargılar, gizli ajandalar ortadan kalkmaz ama meydanda bu kadar da kolay at koşturamazlar en azından. Yalnız, böyle girişimlere başlayanların içeride düşman ile konuşuyor diye hain ilan edilme ihtimalleri de var maalesef.

This entry was posted in Uncategorized. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *


*