[anadolu home] [contents] [by authors] [by category] [subscription]
Volume 7, No 1, Spring 1997 [back]

HAIN SAGDUYU

Süleyman Çobanoglu

[Günesin Alti kösesi, Milli Gazete, 26 Subat 1997]

Eger bütün olumsuz gelismelere ragmen, Türkiye'nin genç nüfusu ve verimli topraklarindan dem vurarak, önümüzde umut dolu ve piril piril yillar oldugunu söylerseniz, bu iyimser ve sagduyulu bir ifadedir.

Eger zevahiri kurtarmak kabilinden bir takim kipirdanmalar oldugunu, ancak bütün bunlarin vücudu saran hastaliga deva olmayacagini, önümüzdeki yillarin zor ve çetin yillar olacagini söylerseniz, bu da kötümser fakat yine sagduyulu bir ifadedir.

Sigaraya karsi çikmak, trafik kazalarinin artisina gerekli gerekçeler bulmak, sokak hayvanlari ve sokak çocuklari konusunda her seyi devletten beklemeyip, mahalleli olarak bir dizi önlem almak, siyasete aktif olarak katilmak filan da sagduyu sahiplerinin islerindendir.

Hele hele aglaya sizlaya hosgörü çagrilari yaparak, "Türkü, Kürdü, Lazi, Çerkezi..." nakaratli türküyü her gün yeniden söylemek öyle sagduyulu bir istir ki, tadindan yenmez.

Sayin sayabildiginiz kadar: Türkiye'de mümkün bir dönüsümün sermaye birikimi ve "bizden" holdinglerle olabilecegi, yurtlara çocuk devsirmenin gelecek nesli kurtaracagi, hatta bir müslümanin muhakkak araba ehliyeti almasi lüzumu...

Hepsi de sagduyudur.


Karsi pencereden görülenler de farkli degil.

Onlarinkine hafif "solduyu" demek mümkünse de, durduklari yer bakimindan pek fark yok.

Harika çocuk Bedri Baykam'in, bir sabah dag basini duman aldigini görünce, tuallerini birakarak cepheye kosmasi...

Türkiye'nin mum istihsalinin yaklasik yüzde seksenbesinin Ugur Mumcu'nun kabri basinda telef edilmesi...

'Üst düzey askeri yetkili'nin poster ve anahtarliklarinin piyasada kapis kapis gitmesi...

Altmisbes milyonun güvence olarak Yekta Güngör ile Süleyman Demirel'i seyretmesi...

Rektör cübbelerinin yollardan siyah irmaklar gibi akmasi...

Resepsiyonlar, tabanca üzerine yeminler, aritmetik...

Sagduyu...


Eger sagduyulu olursaniz, eviniz hangi kampta olursa olsun güvendesiniz.

Is Bankasi bile bunu tavsiye ve telkin ediyor zahir.

Sagduyu.

Bundan kastim, "akliselim" anlamindaki sagduyudan ziyade, bize dayatilan düsünme biçimleri, ifade kaliplari ve yol-yordamdir.

Yani "hiss-i müsterek".

Yani geçer akçeyi bozdurup bozdurup harcamak.

Tarz-i siyasetiniz ne olursa olsun, bu civik düzenek içindeyseniz iyisiniz. Söyleminiz ala, kalbiniz ferah... Artik hosgörü mü dersiniz, iktidar için ince hesaplar mi; hepsi olabilir.


Fakat isterseniz bir de kalkip Hazret-i Mesih'in yeryüzüne avdetinden, yahut Deccal'in zuhurundan bahsedin.

Isterseniz seçmeli ders olarak Sibli'nin Ahkamu'l-Can'ini isteyin.

Yahut eger kolaysa siyaset meydaninda kiyamet ahvalinden bahsedin.

Sagduyumuza sigarsa, evimizde bir testi ve bir hasir birakip gayrini ateslere verelim.

Diyelim ki bir bilimsel kongrede, "gazete okumak mekruh olup, televizyon seytan icadidir."

Yapamayiz. Yapamadigimiz için de, elimizde emanetten geriye tuhaf ve bölük pörçük bir sey kaliyor. Öyle oluyor ki, ahkam suuraltina tikiliyor; gerçekte bizim atardamarimiz olan üç bes adam da, "fevri, çikisi lüzumsuz" nidalariyla alasagi ediliyor.

Çünkü bize dayatilan sey sürü içinde koyun olmaktir.

Ister sürmeli, ister boynuzlu.

Karsi tepelerde de, bir heyula, disleri bilenmis zalim bir kurt.

Hain sagduyu.


©1997 anadolu
This article can be reproduced provided that full credit is given to anadolu
Bu yazi anadolu'ya atif yapilmak kaydiyla kopyalanabilir.

For your comments / Yorumlariniz için anadolu@wakeup.org
Please reference the article title, volume, and number
Lütfen yazi basligi, cilt ve numarayi belirtin