Volume 7, No 1, Spring 1997 |
Nükleer silahlarin kullanilisiyla ilgili yazima gelen bir diger elestiri Murat Özer'den. Saldirgan üslubunu görmezlikten gelerek, ama söylediklerini ciddiye alarak düsüncelerimi açmaya çalisacagim. Umarim, hem onun yazmis olduklari ve hem de benim söylemeye çalistiklarim kendimizi asmamiza vesile olur. Özer'in üslubunun saldirgan oldugunu söyledim, çünkü, Müslüman olmayanlara sirin, ya da bir biçimde yakin görünmek gibi bir çaba ya da kompleks içinde oldugumu ifade ediyor. Bu, yakisiksiz bir iddia. Bu konudaki hassasiyetimiz konusunda kimseyi ikna konumunda degiliz, iddialari iddia sahibiyle basbasa birakiriz. Yapmaya çalistigimiz sey, bir Müslüman olarak önyargilarin kusatmisligini kirmaya çalisarak 'Müslümanca' olmasi için çaba gösterdigimiz bir yaklasimi kurmaya ya da yakalamaya çalismaktir. Bu baglamda yanilmanin da her zaman bizler için oldugunu gözardi etmeyiz. Ancak, dogal olarak bu yanilma konusunda ikna edilmis olmayi arariz.
Elestiri sahibi arkadasin görüs ya da sözlerini tekrarlamaksizin iddia ya da elestirilerinin bazilarini kisaca cevaplamaya çalisacagim. Yazdiklarimin hangi elestiriye cevap oldugunun anlasilacagini umuyorum.
Daha önce yayinlanmis olan yazimda "kendisini mevcut ittifaklarin disinda tutmak isteyen bazi devletlerin nükleer silahlara sahip olma çabasi açiklanamaz degil elbet" seklinde ifade edilmis olan bir cümlem üzerinde durmus Murat Özer. Amacim bazi Islam ülkelerinin nükleer silah edinme çabalarinin makul görünen çerçevesini çizmeye çalismakti. Üzerinde onca spekülasyonun yapilabilecegi bir düsünce degil bu.
Nükleer silahin kullanilisi bizim savas ahlakimizin sinirlarini ihlal eder. Nükleer silah kullanimi gerektiginde basvurulabilecek olan 'kital'le ayni mahiyette bir olay degildir. Bu konuda nükleer silahlarin etkisiyle konvansiyonel silahlarin etkisini karsilastirmak faydali olabilir.
Izzet kelimesini olabildigince genis bir anlamda kullaniyorum. Devlet de önemlidir kuskusuz. Ama, devleti putlastiran bir anlayisa ne kadar sicak bakilabilecegi üzerinde de tartismak gerekir diye düsünüyorum. Amaç 'devlet' degildir. Devlet bir araçtir. Bunu böyle vazetmezsek birçok yanlisa da kapi aralamis oluruz. Devleti önemsememek degil yapmak istedigim, onun önem derecesini dogru tayin etmektir. Onun için, Murat Özer'in "silahlanmanin asil gayesi 'devleti korumak'tir" seklinde ifade ettigi düsüncesini kendi adima paylasmiyorum. Ve, kendimi biraz 'devletçi' bir anlayisla karsi karsiya hissediyorum. Ve bunun için de, devlet ne için diye sormanin yerinin geldigini düsünüyorum.
Kendi adima, kitabimizdaki 'haddi asmayin' uyarisini 'zulmedenlerden olmayin' ya da 'zulmetmeyin' seklinde anliyorum ve 'nükleer silah kullanimi'yla bu emirler ya da tavsiyeler arasinda çok ciddi bir bir iliski görüyorum. Dolayisiyla, Murat Özer'in sözünü ettigi 'kontekst disi'ligin nerede oldugunu göremiyorum.
Kisas konusu üzerinde durmak gerekir. Bildigim kadariyla kisas kimlikleri belli ve tesbit edilmis kisilere karsi uygulanabilir. Yani siz, kimliklerini tümüyle bilmediginiz bir sehir ya da bölge halkini topluca bir kisasa tabi tutamazsiniz. Kisasa muhatap kildiginiz grubun sayisi su ya da bu olabilir, ama kimliklerinin belli olmasi ve her birisinin kisasi hak etmis olma zorunlulugu vardir. Aksi taktirde 'haddi asmis', yani zulmetmis olursunuz. Eger böyle degilse, kutlu Kitab'imizda "bir kisiyi öldüren bütün insanligi öldürmüs gibidir" derken kastedilen sey nedir? Iste ayetin tamami (Maide, 32): "Bundan dolayidir ki Israil ogullarina su hakikati hükmettik: Kim bir cani, bir can mukabilinde ya da yeryüzünde bir fesad çikarmaktan dolayi olmayarak öldürürse bütün insanligi öldürmüs gibi olur. Kim de onu kurtarirsa bütün insanlari diriltmis gibi olur."
Bizim savas ahlakimiz ve bu ahlakin ilkeleri düsmanin tavir ve tutumlarina tepki olarak belirlenmis ya da belirlenecek degildir. Her ne gerekçeyle olursa olsun savasa aktif biçimde katilmamis olan yaslilarin, kadinlarin ve çocuklarin ölümüne, doganin iflah olmaz bir biçimde tahribine cevaz bulamayiz.
Son olarak ifade etmek istedigim sey, ilkelerimizi kaybedersek, daha dogrusu ilkelerimizi kolayca egip bükersek korkarim korumaya deger baska birseyimizi bulamaz hale düsecek oldugumuzdur. Ve birseyi, umuttugumuzu inandigim bir seyi unutmayalim: "Yardim (ve zafer) yegane gaalib ve yegane hüküm ve hikmet sahibi olan Allah tarafindandir." (Al-i Imran, 126)
Nükleer silahlara hayir derken baris havariligine soyunuyor da degilim. Bize rehber olarak birakilmis olan Kitab'in su ayetleri üzerinde hissi olmadan düsünmeye çalisalim: "Fitne kalmayincaya kadar onlarla savasin. Eger vazgeçerlerse, artik zulüm yapanlardan baskasina düsmanlik yoktur." (Bakara, 193). Ve, "Eger Allah size yardim ederse, artik sizi yenilgiye ugratacak yoktur ve eger sizi 'yapayalniz ve yardimsiz' birakacak olursa, ondan sonra size yardim edecek kimdir? Öyleyse müminler yalnizca Allah'a tevekkül ederler." (Al-i Imran, 160). Ve, "Savas hosunuza gitmedigi halde üzerinize yazildi. Olur ki hosunuza gitemeyen bir sey sizin için hayirlidir ve olur ki, sevdiginiz sey de sizin için bir serdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." (Bakara, 216). Bir arkadas, "komsu ülkeler sehir ve köylerinize atom bombasi atip çoluk çocuk herkesi katlederken eliniz kolunuz bagli oturacak misiniz" gibisinden bir karsi görüs belirtti. Kuskusuz, savas hali psikolojisi içerisinde, olaylarin sicakligi içerisinde elinizde var olan bir nükleer bombayi kullanmaniz isten degildir. Iyi de, sizin bu tür bir bombayi kullanip savasin sorumlulugunu tasimayan bir çok kisinin ölümünün vebalini nasil üstleneceksiniz? Bizim savastaki tutumumuzu hissiyatimiz belirleyemez. Müslümanlarin savas ahlaki askeri hedefleri diger hedeflerden ayirtetmeyi gerekli kiliyor (burada askeri hedef derken üniformali hedefi kastetmiyoruz kuskusuz, resmi nitelikli yerler de bir savas durumunda askeri hedef niteligi kazanir örnegin).
Ayrica, bir strateji olarak Müslümanlarin savunmada öncelik ve agirligi nükleer silahlara degil gelismis modern silahlarla donatilmis, hizli hareket etme kaabiliyetine sahip ve çok iyi egitim görmüs profesyonel birliklere vermesi geregine inandigimi da vurgulamak istiyorum. Bunun yani sira, modern radar ve erken uyari sistemlerinin yanisira nokta hedefleri vurabilen füzelere ve bu tür füzeleri üretebilecek teknolojilere sahip olmanin da en az nükleer silahlar kadar bir caydiriciligi saglayabilecegine inaniyorum. Bu tür teknolojileri ithal etmek ya da gelistirmek nükleer silah teknolojilerini ithal ya da gelistirmekten daha tutarli va saglikli bir tercihtir. Kaldi ki, çok keresinde bir nükleer silahi da hedefe ulastirmanin geregi olarak belli kaabiliyette füze sistemlerine sahip olmaniz gerekir.
Allahu alem.