Volume 5, No 3, Fall 1995 |
Resmi himaye altinda entelektüel bir gelisimin saglanamayacagina inananlardanim. Bu baglamda, özellikle de asil görevi kültür isçiligi olmayan resmi kurumlarin çesitli hizmetlerin gerçeklestirilmesi için elleri altinda olan fonlari çesitli yollarla kültürel aktiviteleri destekleme yolunda kullanmalarini iki açidan yanlis buluyorum. Birincisi, resmi himayenin entelektüel çabalarin özüyle uyusmadigina, dolayisiyla da resmi himayenin bakista çürümeye yol açtigina inaniyorum. Ikincisi, remi bir kurumun yetkilerinin kendi tasarruflari altinda bulunan fonlari kendilerinden beklenilen ana hizmetler disinda kullanmalarini emanete sadik kalmak açisindan yanlis buluyorum Refah Partili belediyelerin kültürel etkinliklere katkisina da --bir boyutuyla bize sempatik gelse de-- daha çok bu açidan bakma egilimindeyim. (Bilindigi gibi Istanbul ve Ankara büyük sehir belediyelerine bagli tiyatro ve bale gibi alanlarda faaliyet gösteren kültür kurumlari bulunmaktadir. Ayrica, özellikle Refah Partili büyük sehir belediyeleri çesitli vesilelerle ve çesitli konularda --bunlarin büyük bir bölümü sehir ve belediye hizmetleriyle ilgisi olmayan konulardir-- sempozyumlar, paneller düzenlemektedirler. Ayrica, taninmis bazi yazarlar belediyelere bagli kurumlarda danisman kadrolara atanmaktadirlar.) Kendileriyle ayni siyasal anlayisi paylastiklarini varsaydiklari (siyasal düsünüslerine sempatiyle bakan) entelektüelleri dolayli biçimde himaye seklindeki gayretlerin uzun vadede ne Refah Partisi'ne, ne de kamuya ait olan ve normalde yol, temizlik, su gibi altyapi faaliyetleri için kullanilmasi beklenen fonlardan bir sekilde istifade etmis olan entelektüellere bir fayda ve katkisi olacaktir. Nitekim, yakin tarihimizde uzun sürmüs olan iktidarlari döneminde CHP kendi dünya görüsünü destekleyen entelektüel kesime destek vermeyi --çesitli biçimlerde arpaliklar ihdas ederek-- adeta bir görev bilmis, ancak bu tutum uzun dönem itibariyle hem CHP'nin hem de CHP çizgisindeki aydinin sonunu hazirlamaktan baska birseye yaramamistir. Yetenekli düsünce ve sanat adamlarina arpaliklarda yer vermek uzun vadede onlarin ve bir anlamda da toplumun gelecegini baltalamaktan baska bir anlama gelmiyor. Ve bu, entelektüellerin sikça sözünü ettikleri insan kirlenmesinin ya da zihinsel kirlenmenin bir türünden baska birsey degildir. Entelektüeller masumiyetlerinin tek sebebinin mahrumiyet ve olmus meyvaya uzanamayis oldugu seklindeki bir degerlendirmeyi hakli çikarmamak için direnmek durumundadirlar.
Simdiki belediyeler CHP'nin bu yanlis arpalik gelenegini sürdürmek yerine CHP'li yönetimlerden devralmis olduklari kurumlari özellestirirlerse hayra hizmet etmis olurlar. Arada bir düzenlenmesi düsünülebilecek festivaller ve benzeri etkinliklerse bu isle profesyonel olarak ugrasanlara ihale edilmek gibi formüllerle sürdürülebilir. Bir belediyenin (örnegin Istanbul ya da Ankara belediyesinin) asil görevi festivaller ve sempozyumlar düzenlemek degildir. Bir belediyeden beklenen sey altyapi hizmetlerini aksamasiz sürdürmesidir. Su, kanalizasyon, imar, asfalt, sehiriçi ulasim sorunlarini halletme yolunda çaba sarfetmesi gerekenlerin halkin zihin yapisinin biçimlenisinde rol oynamak için entelektüel faaliyetlere --ögrenciye burs vermek de ayni çerçevede düsünülebilecek bir olaydir-- emek ve para harcamalari dogru bir tutum degildir. Bu tür faaliyetlerin hemen hepsinin bir sahibi vardir. Herkes üzerine vazife olan seyle ugrasmali ve kendisine emanet edilmis olan fonlari kullanilmasi gereken yerlere harcamada titizlik göstermelidir. Bunu layikiyla yapabilen kadrolar emanet hukukuna riayet etmis olurlar, ve ancak bu sekilde halkin güvenini ve muhabbetini kazanirlar ve sonuçta onlarin dünyaya bakisinda etkili olabilirler. Entelektüeller, özellikle de beyinlerinin bagimsizligini ve verimliligini korumak ve gelistirmek isteyenler çürütücü resmi himayeden ve hatta daha genel bir biçimde devlet kapisindan uzak kalmayi nimet bilmelidirler. Çok iyi bilindigi gibi devlet gölgesi düsmüs faaliyetlerde ve ürünlerde kalite ve bereket buharlasir. Kamuya ait fonlardan kaynak yetimlerin, fakir-fukaranin hakkinin oldugu düsünülügünde, kamuya ait fonlardan kaynak saglanmis sözünü ettigimiz türden faaliyet ve ürünlerdeki kalitesizligi ve bereketsizligi yorumlamak kolaylasir.
Kültürel faaliyetler içinde olmak ya da ülkenin kültürel birikimine katkida bulunmak isteyenler bunu kendi özel bütçelerinden ayiracaklari miktarlari, belli bazi vakiflarin tasarrufuna sunarak, ya da bizzat kendileri biraraya gelip özel amaçli vakiflar kurarak yapma yolunu seçmeliler.