[anadolu home] [contents] [by authors] [by category] [subscription]
Volume 4, No 1, Spring 1994 [back]

Konstantiniyye, Islambol, Istanbul

Mehmet Suat

Istanbul Mektubu


Bu satirlari okurken sanirim Istanbul'u gelecek bes yil için yönetecek belediye baskani belli olacak. Son üç aydir kamuoyunu 'Istanbul hükümetinin basbakani, Istanbul'un yeniden fethi, Temiz toplum ve temiz baskan' sloganlariyla mesgul eden bu sehrin tarihini hatirlamakla ilgili bu seferki yazim. Belki ders alacagimiz noktalar olacaktir.

Ahmet Cevdet Pasa tarihine göre:

...Merkezi Roma'da bulunan Roma Imparatorlugu M.S. 180'lerde zirve noktasina ulasmisti... Dogup geliserek büyüyen her devlet gibi bu da tekamülünü tamamlamis ve artik çöküs emareleri görülmeye baslamisti. Devlet, Roma halkinin zevk ve ihtisama dalmasiyla içten yipraniyordu. M.S. 270 de imparatorluga seçilen Avirilianus'un idamindan sonraki imparatorlarin hükümetleri uzun ömürlü olmamis ve sik sik imparatorlar idam olmuslardi. Imparatorlarin seçimle isbasina gelmelerine ragmen bu idam olaylari ve askerlerin rüsvet karsiligi oy kullanmalari kayda deger olaylar arasinda idi. Bu durumlardan rahatsiz olan Imparator Konstantin bunun önüne geçebilmek için hristiyanligin serbestiyet ve yayginlastirilmasina karar verdi, 313'de Milano sehrinde hristiyanligin serbestiyetini ilan etti. Din hususunda Roma sehrine pek itimadi olmayan Konstantin rakipleriyle mücadele ederek istiklalini tamamen teminden sonra kendine yeni bir payitaht aradi ve o sirada Roma Imparatorluguna düsman olan Iran'a daha yakin bir yer olmasi gibi bahanelerle küçük bir kasaba olan Istanbul'a gelerek burayi payitaht edindi. Böylece kurucusundan ismini alan sehre Konstantinopolis denilmistir. Konstantin, bütün devlette geçerli olacak dinin hiristiyanlik oldugunu ilan etmisti. O tarihe kadar gizlice hüküm süren hristiyanlik, artik asikar yasama imkanina kavusmustur. Gerçi, M.S. 361'de Istanbul'un basina geçen Julianus putperestligi tekrar diriltmeye çalismissa da buna muvaffak olamamis ve bundan sonraki imparatorlar hiristiyanligi benimsemislerdir. Payitahtin Istanbul'a naklinden sonra da önceden oldugu gibi imparatorluk kavgasi devam etti. Buna çözüm olarak 379'da tahta çikan Theodosius birinin merkezi Roma, digerinin merkezi Istanbul olmak üzere Bati ve Dogu Roma Imparatorluklarini kurdu. Sinirlari Iskodra sehri olmak üzere imparatorlugu iki ogluna pay etti.

Fatih'le baslayan Osmanli dönemiyle Istanbul sehri farkli bir kimlige bürünerek artik Islam dininin önde gelen sehirleri arasina girdi.

Artik Islamiyetle techiz edilen sehrin ismi üzerine bir çok teori mevcuttur. Bu teorilerin üzerinde durmak yerine bazi tarihsel gerçekleri vurgulamak daha yerinde olacaktir sanirim: Istanbul'da yazilan ferman ve beratlarin çok büyük bir kisminda Konstantiniyye ismi kullanilmis olmakla beraber Istanbul olarak yazilmis fermanlar da mevcud idi. Özellikle III. Mustafa devrinde yazilan ferman, berat vs. belgelerde bu hususa dikkat ve itina gösterilmis, genellikle 'Islambol', bazan da 'Istanbul' kullanilmistir [F. Von Kraelitz, Sitzungsberichte der Academie Wissenschenschafen, 1921, s.45]. Hatta bu konu ile ilgili bir emir de bulunmaktadir. Izzetlü Reisülküttab Efendi "Bundan akdem sikke-i humayunlarinda 'Konstantiniyye lafzi ref' ve yerine Islambol vaz' olundugundan sikke-i humayun ile evamir-i 'aliyye ve berevat-i serifelerin alamati birbirine muvafik olmak Içün bervat-i serifenin makam-i isdari içün Konstantiyye yazilmayup Islambol yazilmak babinda..." [Mühimme, 160, s. 3] seklinde emir verilmis ve böylece III. Mustafa saltanatinda bütün ferman ve beratlarin tahrir mahallerinde 'Islambol' yazilmistir. Ancak, Sultan I. Abdülhamid tahta geçince yine eski haline dönüstürülmüstür. III. Selim saltanati baslarinda kisa bir süre sikkelerde 'duribe fi Islambol' yazilmasi emredilmisti. Fakat bir süre sonra sikkeler üzerine oldugu gibi ferman ve beratlarin tahrir mahallerine de 'Konstantiniyye' ismi konmaya baslanmistir. IV. Mustafa da 'Konstantiniyye' ismini tercih etmistir. 1910'lu yillarda 'Darü'l-hilafet'l-aliyye' kullanilmaya baslanmakla birlikte 1915'e kadar yine 'Konstantiniyye' yazilmakta devam edilmistir Bu yilin Martinda verilen bir emirle ise bundan böyle 'Konstantiniyye' yerine kesin olarak 'Darü'l-hilafei'l-aliyye' tabirinin kullanilacagi bildirilmistir.

Bu yazidan da anlasilacagi üzere her ne kadar zaman zaman berat ve fermanlarda sehrin ismi kismen degisitirilmisse de Osmanli, Cumhuriyet döneminde mekan isimlerinde yapilan tahrifat kadar ileri gitmemistir. Mekanlarin tarihsel gelenegine saygi göstermisler; isimlerinin yasamasina önayak olmuslardir. Bu tip örnekleri Anadolu'nun bir çok yöresinde bugün dahi görmek mümkündür. Hosca kalin... o

Bu yazi, kismen Ahmet Cevdet Pasa Tarihi ile Mübahat Kütükoglu'nun basilmamis Osmanli Belgelerinin Dili adli ders notlarindan derlenmistir.
©1994 anadolu
This article can be reproduced provided that full credit is given to anadolu
Bu yazi anadolu'ya atif yapilmak kaydiyla kopyalanabilir.

For your comments / Yorumlariniz için anadolu@wakeup.org
Please reference the article title, volume, and number
Lütfen yazi basligi, cilt ve numarayi belirtin