Volume 3, No 1, Winter 1993 |
Anadolu dergisinin düzenledigi sempozyumlarin ikincisi bu yil 25-27 Aralik tarihleri arasinda Pittsburgh, PA'da yapildi. Ilki geçen sene Columbus, OH'da yapilan kis sempozyumlarinin, özellikle Amerika'da ögrenimini sürdüren arkadaslar açisindan çok faydali olduguna inaniyorum. Insaallah halis niyetlerle yapilan tüm çalismalar kat kat semeresini verecektir.
Geçen yildan bu yana ne gibi degisiklikler oldu? Öncelikle ümmet bazinda olaya baktigimizda, o zamanki dertlerimizin en azindan bizim nazarimizda azalmadigini, aksine yeni dertler eklendigini görüyoruz. Geçen sene, ümmetin zillet altinda yasamasindan sikayet etmisiz. Neden "ben" demeyi birakamiyoruz, neden "biz" derken bile egomuzu tatmin için böyle diyoruz, suni gruplar olusturuyoruz diye sormusuz. Neden ümmedin her ferdi, kendisini görmesi gerektigi gibi göremiyor, yani bir vücudun azalari gibi, kendi üzerine düsen görevi hakkiyla yerine getirirken, diger azalarin da kendisi kadar hayati görevleri oldugunun bilincinde olamiyor? Düsünebiliyor musunuz, ayni vücudun bir organi, kendi isini yaparken bir baska organi felç edecek salgilar yaysa Insan kendi kendisine de bakmaz mi arada sirada? Ümmet bazinda düsünmek, ama kendi üzerimize düsen islerle mesgul olmak. Uhud'un okçularindan ders almak. Aradan geçen bir yilda ne gibi degisiklikler olmus? "Süper cücelerin dünyayi bir satranç tahtasi gibi kullandigi, müslümanlarin zillet altinda yasadigi bir çagda hala teferruat denebilecek anlasmazliklar yüzünden enerjisini kendi içinde tüketen ümmet Izzeti ayaklar altina alinmis, varligiyla yoklugu bir, çobani ve koruyucusu olmayan bir koyun sürüsü gibi, çevrede dolasan kurtlarin keyfine birakilmis insanlardan mürekkep bir ümmet Birilerinin canlari çektikçe, istahlari kabardikça, istedikleri gibi içine dalabildikleri ümmet!" Bu bahsettigimiz ümmet, siradan bir ümmet degil. Yeryüzünde adaleti saglamakla mükellef, denge unsuru olmasi gereken ve yeryüzünün gerçek sahibi olmasi gereken Muhammed ümmeti Ama geçen yildan bu yila maalesef Muhammed ümmeti olmanin gereklerini yerine getirecegimize dair çok iç açici isaretler alamadik. Bugün içimizi kanatan bir yaramiz daha var: Bosna Fert bazinda üzerine düseni yapan, genç yasinda, yasadigi, yasayabilecegi konforlu hayati tepip zora talibolan ve bu yolda sehid olanlar var ama ümmet bazinda maalesef tablo hiç iç açici degil.
Ümmetin hali ortada iken, bizim bu sempozyumlardan, yaz kamplarindan beklentimiz nedir? Hangi somut amaçlarimiz var? Neleri yapabilirsek, birseyler yaptik diyebiliriz? Bütün bunlar üzerinde ciddi ciddi düsünülmesi gereken sorular. Ümmet bazinda düsünmek ama üzerimize düsen islerle mesgul olmak lazim demistik. Bugün ümmet içerisinde en fazla neyin eksikligini hissediyoruz? Arkadaslar olarak bir araya geldigimizde, en basta neler yapmamiz lazim ki hem diger islere temel teskil etsin, hem de kisa vadede de bazi olumlu sonuçlari olabilsin. Çünkü yarin geç olabilir; bugünden birseyler yapmak zorundayiz. Benim sahsi kanaatim, en basta yapilmasi gereken isin Iman ve Islami anlatmak, yani davanin ne oldugunu net bir sekilde ortaya koyabilmek, gönüllere yerlestirmek ve hemen ardindan bu dava için kenetlenecek fertler arasinda kardeslik iliskilerini tesis etmek oldugu Önce ne için yola çiktigimizi bilecegiz, teferruata dalmadan, biz Allah'a iman ettik, Islama teslim olduk Resulullah ve onun sanli ashabi bizim için en ideal örnek fert ve cemaattir. Dava fert ve cemaat olarak Islami yasama davasidir. Bunu ortaya koyduktan sonra, bu davaya gönül veren insanlarin, diger islerle ilgilenmeden önce kendi aralarinda, Ensar ve Muhacir efendilerimizin yaptigi gibi bir kardeslik tesis etmeleri lazim. Karsilikli güven, kardesinin nefsini yerine göre kendi nefsine tercih etmek, fedakarlik, saygi ve sevgi üzerine kurulmus bir kardeslik. Bu adimi atmadan yapmaya kalkisacagimiz isler korkarim hüsranla sonuçlanacaktir.
Sahsi kanaatim, bu tür programlarin, Islam davasina teslim olmus insanlari birbirine kaynastirdigi sürece, kardeslik iliskileri kurulmasina ve gelistirilmesine hizmet ettigi sürece hayirli oldugu yönünde
Arkadaslarin çogu burada yüksek lisans/doktora için bulunduklarindan, yapilan her is belli ölçülerde fedakarlik gerektiriyor. Özellikle ev sahipligi yapmak, gerçekten çagin materyalist anlayisi içerisinde düsünülemeyecek birsey Allah rizasi için yapilan en küçük fedakarlik bosa gitmez. Bu cemaat Allah'in izniyle, gerektiginde malini ve canini cennet karsiliginda, Allah rizasi için Allah'a satabilecegini gösterecektir Benim bu konuda çok ciddi hüsn-ü zannim var. Cemaat olarak yapilan hayirli islerden, her fert niyetine göre faydalanir. Allah'in rahmet hazinesi çok zengindir; birileri sevap aldi diye o isten bizim payimiza düsecek ecir azalmaz. Yeter ki biz Allah rizasi için, cemaat olarak hareket edebilelim. Bu meyanda, gerek programin organizasyonunda görev alan arkadaslar, gerek yükün çogunu çeken ev sahipleri ve seminerler/workshoplarla programin bel kemigini olusturan arkadaslar insaallah