Volume 3, No 1, Winter 1993 |
Istanbul Mektubu
BabaGogul Altan'larin ortaya attigi Ikinci Cumhuriyet tartismalarinin bir yenisi daha 21 Ekim 1992 günü Türk Edebiyati Vakfinda yapildi. Programa davetli olmalarina ragmen Mehmet Altan ve Altemur Kiliç'in katilmadigi panelin konuklari Murat Belge ve Ismet Özel idi. Paneli Ahmet Kabakli yönetti. Panel yürütücüsü Ahmet Kabakli "Adini koymadan biz yillarca Nazi, fasist rejimleriyle yönetilmisiz. En çok ihtiyacimiz olan sey, basimiza kiliç gibi dikilmis orduya ve rejime karsi korkuyu yenmektir" dedi.
Murat Belge ise, mevcut Cumhuriyete alternatif olarak getirilmek istenen seyin 'Ikinci Cumhuriyet' olarak adlandirilmasinin hata oldugunu ifade ederek, "Benim egilimim Ikinci Cumhuriyet'ten yana. Birinci Cumhuriyet'in ortaya çikardigi sartlarda bir rejimin demokratik olmasi beklenemezdi. Zaten Birinci Cumhuriyet'te hiç bir zaman demokrasi amaçlanmamisti. Alti Ok'un arasinda demokrasi yok" dedi. Birinci Cumhuriyet'in kurulusunda ve anayasasinin yapilisinda, içte ve distaki düsmanlara karsi korunmasi gereken bir düzenin esas alindigini söyleyen Belge "Cumhuriyet döneminin beyin gücü, ondan önceki kadar yoktu. Mesela bir Turhan Feyzioglu, Ahmet Hamdi Tanpinar'in yerini tutmaz. Birinci Meclis ve ilk anayasa yukaridan asagiya bir zihniyetin en az yansidigi, simdiye kadarki en demokratik sekilde olusmustu. Bizim ihtiyacimiz, konsensüse dayali temel haklari ihtiva eden bir anayasadir. Böylece Ikinci Cumhuriyet tartismalari biter, ihtiyacimiz da kalmaz. Önümüzdeki 2000'li yillarda, 'Kanla kurulan Cumhuriyet' tartismalari yerine, yasamak gibi degerler üzerine oturan bir cumhuriyet olsun da, hangi cumhuriyet olursa olsun" diye sözlerini bagladi.
Ismet Özel ise, "Birincisi bir merhale idi, eger olursa ikincisi de bir merhale olacak. Yani Türkiye kötüden betere gidecek" dedi. Sözlerine Türkiye Cumhuriyeti'nin 16. yüzyildan sonra hükümranligini genisleten bir Dünya Sistemi çerçevesinde kuruldugunu belirterek devam etti.
Bu 'dünya sisteminin' önce Paris-Londra-Amsterdam üçgeninde kuruldugunu belirten Ismet Özel, "Birinci Dünya Savasi sonunda bizim kellelerimizi kopardilar. Fakat Bati'daki kraliyet ve aristokrasi duruyor. Biz yeni kelle üretemedik. Fakat Almanlar iki kere koparilmasina ragmen yeni kelle çikardi. Ikinci Dünya Savasina dogrudan katilmadigimiz için, düzenlemelerden tam etkilenmedik. Bu yüzden, 'Dünya sistemi', Ikinci Cumhuriyet'le Türkiye'yi yeniden biçimlendirmek istiyor. Biz saniriz ki Ikinci Cumhuriyet'i kuruyoruz, fakat bize yeni bir boyunduruk takilmis olacaktir. Dünya sistemi ile toplumlarin ve bizim iliskilerimiz bir kontrol iliskisidir. Dünya sisteminin kontrolünden siyrilmanin tek yolu, kendi degerlerinle, farkli olarak düzenini kurmaktir" diyerek devam etti.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, Dünya sistemini olusturanlarla yapilan pazarligin ürünü oldugunu ifade eden Özel, sözlerini söyle tamamladi: "Cumhuriyet kadrolarinin zihnen ve niyetler bakimindan zaaf göstermelerinin sebebi, kapasiteleri degil, o sartlarda çalismaya razi olmalaridir. Bugün Türkiye'nin basindakilerin kapasiteleri de bu degil, fakat bu sartlarda basa gelmeyi kabul ettikleri için böyledir. Türkiye kurulurken, bize üç sart kosulmustu: Panislamist olmamak, Pantürkist olmamak, Bolsevik olmamak. Böylece dünya sisteminin tekerlegine sopa sokulmadi. Pazarlik, 'Dinini ver, Vatanini al' idi. Lozan'a giden Inönü hep irticadan korktu, çünkü eger irtica gelirse pazarlik bozulur, kendilerinin de defterleri dürülürdü. Ikinci Cumhuriyet'in konusulmaya baslanmasinin sebebi ikidir: Belçika'da alinan kararlarin aninda ve harfiyen uygulanacagi bir Türkiye olmasi. Digeri de Türkiye'nin ortadan kalkma ihtimalinin olmasi. 80'den sonra sans oyunlari azdi. Herkesin vatan ve millet yerine, aldigi piyangonun vurmasini beklemekten baska bir yasama gayesi yok. En önemli nokta ve mesele, basimiza gelen seylerin, bizi aldatan insanlarin tuzagina düsmemiz yüzünden geldigidir."
Hosca kalin...