Volume 2, No 1, Winter 1992 |
Bir çocuga bir ad, çocugun o adin manasini yasamasi veya o ada sahip bir sahsin ahlakiyla ahlaklanmasi için verilir. Peygamber Efendimizin (sav) mübarek adi "Muhammed," hamd eden anlamina gelir [1] ve Peygamber Efendimizden (sav) baska tam anlamiyla hamd eden de yoktur. Muhammed adindaki bir sahis eger bu ada layik olamazsa, vebal altina girecektir. Vebal, bu adi o sahsa verenlerin üzerine de olacaktir. Bu ada sahip bir kisi iyi bir insan olmazsa ve bu yüzden kötü hitaplara maruz kalirsa --meselâ, birisi ona adini kullanarak küfür ederse-- bu, Peygamber Efendimizi (sav) üzecektir, O'nun (sav) manasini incitecektir.
Bu anlayisla atalarimiz çocuklarina "Muhammed" lafzini isim olarak vermemisler, yerine önceleri "Mehemmed," sonralari "Mehmet" ismini kullanmislardir. Bu konuda öylesine titiz davranilmistir ki "Muhammed" adini, yalnizca O'na (sav) layik olabilecek mertebeye erismis din büyükleri, post sahipleri ve alimler kullanmislardir. Hatta Fatih Sultan Mehmet'in ilk adi "Muhammed" olmasina ragmen, layik olamiyacagi korkusuyla Mehmet'e çevrilmis, Haci Bayram Veli Hazretleri'nin, Fatih'in Istanbul'u fethedecegini Fatih'in çocuklugunda söylemesi bile bu karari degistirmemistir. Böyle büyük insanlarin disindakiler ise ya "Mehmet" adini ya da Peygamberimizin (sav) Mustafa, Ahmet gibi diger adlarini kullanmislardir.
Peygamber Efendimizin (sav) isminin manasina böylesine deger veren zihniyet, askerine da MEHMETÇIK demistir. Mehmetçik, yani O'na (sav) benzeyen asker... Yani O'nun (sav) ahlakiyla ahlaklanmis asker... Yani O'nun (sav) askeri... Ayni zihniyet, O'nun (sav) sevgili zevcesi Hz. Aise validemizin (ra) adini, kadinina sembol yapmis, AYSECIK demistir.
Bizim kültürümüz sembolcü kültürdür. Atalarimiz daha Orta Asya'dayken belirli esyalari, cisimleri ve sekilleri belirli manalara sembol yapmislardir. Mesela, "ok" Tanri'ya bagliligin, "yay" da bu bagliligin cihana yayilmasinin sembolüydü. Keza davulun, tugun devlet babinda degisik anlamlari vardi. Islam'i kabulden sonra da devam eden bu sembolcü gelenek, Peygamber Efendimize de (sav) bir sembol bulmakta gecikmemis ve O'na (sav) GÜL sembolünü layik görmüstür. Kültürümüzde gül, Peygamberimizin (sav), Peygamberimize (sav) duyulan muhabbetin sembolüdür. Peygamberimize (sav) bir an muhabbetini kaybeden imanini kaybedeceginden, yani Peygamberimize (sav) muhabbet duymak ile iman çok yakindan alakali oldugundan, gül ayni zamanda iman hayatimizin da sembolü sayilir. Gül, Peygamberimizin (sav) sembolü oldugu içindir ki Fatih O'na (sav) olan muhabbetini belirtmek icin gül koklar. Onun içindir ki edebiyatimizda sevgililer hep güle benzetilir. Onun içindir ki Necati Beg söyle der:
Gül, Peygamberimizin (sav) sembolü olur da, ad olarak kullanilmaz mi? Bu Gül (sav) sevgisi, "Gül, Gülbahar, Gülbeden, Gülistan, Gülhan, Gülsan, Gülcan, Gülten, Gülriz, Gülnur, Gülenaz, Gülay, Güler, Gülsever, Gülbey, Gülçin, Gülcihan vs." gibi, Peygamberimize (sav) muhabbetimizi ifade eden yüzlerce "gül"lü adi dilimize kazandirmistir. Ve bu anlayis, Peygamberimizin (sav) sevgili zevcesi Hz. Aise'nin adini, Peygamberimizin (sav) sembolüyle birlestirmis AYSEGÜL yapmistir. Anadolu'nun bazi yörelerinde de Gül'e (sav) öncelik verirler, GÜLAYSE derler vesselam. p