[anadolu home] [contents] [by authors] [by category] [subscription]
Volume 2, No 1, Winter 1992 [back]

Korkunun Ecele Faydasi Yoktur

Tanju Çataltepe

Türkiye'de basörtüsünü sorun haline getirenler basörtüsünü yasaklayanlardir. 1930'larda her mahalde yasaklama gücünü kendilerinde görenler artik ancak bazi mekanlarda yasakliyorlar, ya da güçleri ancak buna yetiyor. Devletin gücüne sirtini yaslamis bu yasak olmasa bile basörtüsünden çok sikayetçi, yaygaraci bir kesim var.

Basörtüsü sorunu Türkiye'ye has degil. Birkaç sene önce Fransa'da bir liseye basörtülü müslüman kizlarin sokulmamasi olayi yasanmisti. Su siralarda Misir'da basörtülü kizlarin üniversitede imtihanlara girmeleri engellenmek isteniyor. Iran'da devrimden hemen önce ve devrim sirasinda basörtülü, çarsafli kadinlar Bati basininda muamma idiler. Ayni seyler bugün Cezayir'de Islâm ugruna çalisan kadinlar için geçerli.

Kadinlarin Islâm için mücahedeleri yeni bir sey degil. Islâm tarihinin basindan beri mevcut. Türkiye özelinde ise tek parti rejiminin Islâm'a karsi baskici tutumu karsisinda kadinlarin çabalari, gizli gizli organize ettikleri Kur'an kurslari sayesinde bir çok kisi dinden ve Kur'an'dan haberdar yetisebilmisler.

Basörtüsü ve yasaklandigi mekan olan üniversitenin çok önemli manalari var. Bir söz ki sakiz ediliyor, "basörtüsünü takan ögrenciler bunu politik amaçla yapiyor, bakin Hatice Teyzenin basörtüsüne kimse karisiyor mu?" Farzedelim ki Türkiye'deki mevcut düzen pazarcilarin destegi ile kurulmustu, o takdirde pazar yerindeki Hatice Teyzenin basörtüsü için kopacakti tüm bu yaygaralar. Halbuki bugün üniversite düzenin kalesi olarak algilaniyor düzenin taraftarlarinca. Kadinin dini baskidan "kurtarilmasi" da düzenin en büyük basarilarindan birisi diye inaniyorlar.

Düzen derken çagdasligi kastediyorum. Düzen Türkiye'de dinî temellerden sökülmüs, Avrupa aydinlanmasinin temellerine oturtulmus yeni bir insan yetistirme projesidir en genel tanimiyla. Baska zamanlarda birbirlerine karsi "düzen" kavgasi verdiklerini söyleyenlerin neye karsi birlestiklerine bakinca esas düzenin ne oldugunu görürüz.

Türkiye'de Çagdaslik çok yerden çatladi. Tesviklere ragmen Bati müziginin yayginlasmasi yerine ortaya Arabesk gibi aykiri bir müzigin çikmasi mi dersiniz, kazancini isletmesine yeniden yatirarak kapitalistlige terfisi beklenen küçük isletmecinin gelirini çarçur etmesi mi dersiniz, örnekleri çogaltmak mümkün. Bunlar biraz çaresizlik ile kabullenen yenilgiler belki de. Ayrica düzene sistematik bir meydan okumalari söz konusu degil. Fakat üniversiteye giren basörtülü kadin ve kizlar farkli.

Basörtülü üniversitelilerin zihinlerinde baslarini neden örttükleri gayet açik. Karsi taraf da bunun farkinda da onun için bu politiktir, bu bir semboldür diye tarif ediyorlar. Düzenin dinî inanç ve geleneklerin baskisindan kurtardigiyla övündügü kadinlar bu iddianin hayalden ibaret oldugunu sergiliyorlar; kendi yerlerinin Islâmin içinde oldugunu göstererek. Daha ötesinde, hangi mahallin kime ait oldugunu tanimlamayi düzene birakmayip kendi insiyatiflerine aliyorlar. Üniversite "aydinlanmis" insani yetistirecek tezgahken, bu tezgahin sekillendirmekten aciz kalacagi insanlar kapilara dayaniyorlar; istediklerini almak, yani üniversiteyi yeniden sekillendirmek için.

Iste bu masalarin tepeüstü dikilmesi ihtimali korkutuyor sandalyelerini masanin baskösesine kurmus olanlari. "Dis mihraklar, parayla örtünenler" gibi patirtilar arasinda görünen köy kilavuz istemez hesabi bir endise yatiyor.


©1992 anadolu
This article can be reproduced provided that full credit is given to anadolu
Bu yazi anadolu'ya atif yapilmak kaydiyla kopyalanabilir.

For your comments / Yorumlariniz için anadolu@wakeup.org
Please reference the article title, volume, and number
Lütfen yazi basligi, cilt ve numarayi belirtin