Volume 1, No 4, Fall 1991 |
[Basyazi, Yeni Ümit, Ocak-Subat-Mart 1991]
Bin seneyi askin genis bir zaman dilimi içinde hep sanli devirler yasamis ve hep güzelliklere açik bulunmus su mübarek dünya, bir-iki asir var ki, buhrandan buhrana sürüklenmekte ve çepeçevre ruhunu saran bunalimlarla inim inim inlemektedir: özünden uzaklasma bunalimi, tabiat degistirme bunalimi, millî, dinî ve tarihi degerleri inkar ve tezyif etme bunalimi, ve eskilerin kaht-i rical dedikleri seviyeli insan, idareci kadro ve lider kitligi bunalimi...
Yakin geçmisi ve halihazirdaki durumu itibariyle, su karmakarisik dünyanin gerçek manada bir lider taniyip tanimadigini bilemiyecegim; bilebildigim birsey varsa o da, bizim dünyamizda böyle bir liderin olmadigidir.
Evet, bir zamanlar, Merakes'ten Orta Asya steplerine, oradan da Avrupa içlerine kadar çok genis bir sahada mevcudiyet ve agirligini hissettiren o tunç iradelerin, o polat sinelerin ve o çelikten sadalarin yerine simdi sinekler uçusuyor; atesböceklerinin yildizlastigi, sineklerin kartallastigi bu tali'sizler diyarinda aslan inleri, tilki çalimlariyla inliyor, bülbül yuvalari saksaganlarin elinde perisan ve her tarafta yarasalar sejrayinler tertip ediyor...
Süleyman çoktan göçüp gitmis ve o muhtesem saltanatin yerinde iblisler satranç oynuyor... Yürege, iradeye, ruha hasret gittigimiz su günlerde, simdiye kadar yollari elli defa gidip pusuya takilmis yiginlar, bir yenisine takilabilecekleri vehmiyle köseye sikismis ve ümitsizliklerini, harika günler ve harika sahislarla giderebileceklerini düsünüyorlar. Bu simsiyah yalnizlikla herkes karanliklara esir ve herkes birbirine teslimiyet saliklamakta... Teb'a yol-iz bilmez-cahil ve onurlu yasamanin acemisi... hakim güçler insafsiz ve temerruttu' avinda... Isiga uyananlar oldukca az--Allah iradelerine fer versin--onlarin da çogu beline kadar çamur içinde ve baslari bulutlarda. Kitlelerin fikir semalari tersine dönmüs gibi; köstebek deliklerinde dolasirken yildizlararasi seyahat rüyalari görüyorlar.
Hasili, bu koskoca dünya basiboslarin elinde ve birbastan birbasa lidersizlikle kivrim kivrim...
Lider, özüyle ve zatî hususiyetleriyle her zaman kendini hissettiren ve gönüllerde yasamasini bilen bir sahsiyettir. O, görünüsündeki inandiriciligi, anlayisindaki derinligi, görüslerindeki inceligi, ihatasindaki genisligi, tesbitlerindeki saglamligi, ögrenme aski, ögretme istidadi ve uhdesine aldigi herseyin üstesinden gelebilme yetenegiyle--istemedigi halde--dikkatleri üzerinde toplayan, sevilen, sayilan, gözdelesen, dolayisiyla da binlerin, yüzbinlerin her zaman ugrunda ölmeye hazir olduklari bir seviye insanidir.
Lider, yemesinde-içmesinde, oturup-kalkmasinda, davranis ve muamelelerinde hep dikkatli, hep temkinli ve hep emniyet telkin edicidir. Dogru düsünür, dogru konusur, dogrulugu sever ve yalandan tiksinti duyar... Sinesi vefa ile çarpar, gözleri samimiyetle açilir-kapanir ve herzaman güven ve itimad soluklar...
Lider, çevresine karsi güleryüzlü, saygili, ciddi ve alabildigine vakurdur. Onun yaninda bulunanlar yakinligin laubaliligini görmez, uzakta kalanlar da uzakligin mahrumiyetini hissetmezler. Sorumlulugunu yüklendigi toplumun büyüklerini babasi, kücüklerini evladi bilir ve bir kuluçka hassasiyetiyle, himaye ve sefkatine siginan herkese bagrini açar, herkesi kanatlarinin altina alir ve korur... Soluklarinin duyuldugu daire içindekilere sefkat ve alakasi o kadar engindir ki, ayaklar altindaki karincalardan, göklerde uçusan kuslara kadar canli-cansiz hersey o incelikten aldigi nasiple sükran çigliklari atar ve iki büklüm olur yerlere yüz sürer.
Lider, vazifesinas, hasbi ve diyergamdir. Sorumluluklarini yerine getirme mevzuunda, ne karsisina çikan engellerin zorlu ve asilmaz olmasi ne de imkanlarin genisligiyle gelen yasama zevki, rahat ve rehavet onu yolundan döndüremez ve ona mukellefiyetlerini unutturamaz. Üzerine aldigi mesuliyetleri peygamberane bir himmetle yerine getirir... Hep yürekten ve cansiperane davranir, sonra da yapip ortaya koydugu hizmetler karsiliginda herhangi bir ücret ve mükafat beklemeden çeker-yoluna gider.
Lider, üstün idraki, cesaret ve kararliligi, sabir ve metanetiyle herzaman cevresinin tek dayanagi ve ümit kaynagidir. Süratli kararla isabet, dikkat-ü temkinle cesaret, sabr-u tahammülle atilganlik gibi zitliklar, onun sihirli dünyasinda birlesir, bütünlesir ve birbirinin tamamlayicisi olurlar. Fetanetin aydinlatici tayflari altinda yarinlar ve yarinlara ait hadiseler, bugünkü vakalar sirasina girer berraklasir... Cesaret ve kararliligi sayesinde, asilmaz gibi görülen tepeler asilir ve bütünüyle yollar düzlüge erer... Tahammül ve metaneti karsisinda "olmazlar" olur hale gelir, muhaller ve imkansizliklar toz-duman olur gider.
Lider, bir ahlâk ve fazilet kahramanidir. O, merhamet ve yumusak huyluluguyla bütün canlilarin çarpan yüregi, atan nabzi; cesaret ve yigitligiyle, millet ve ülkesinin yilmaz ve sarsilmaz muhafizi; his ve gönül dünyasiyla zayiflarin en emin siginagi; tevazu ve mahviyetiyle kapi kapi kovulmuslarin biricik teselli kaynagi; musamaha ve af atmosferiyle sendeleyip düsenlerin ve sürçüp sürcüp günahlara girenlerin ümit çeragidir.
Lider, adaletli oldugu zaman merhametli, merhametle costugu zaman da istikametlidir. Insan ve insanca düsünceleri sefkatle kücaklarken, yilan ve çiyan deliklerini tikamayi da ihmal etmez... onun dünyasinda ne zalimlerin toyu-dügünü ne de mazlumlarin ah ü efgani hiç mi hiç isitilmez. O, elindeki keskin kilicin bir yüzüyle kobralarin baslarini alirken, diger yüzüyle de bülbüllere yuva örme sanatini ögretir.
Lider, agri dagi kadar mehabetli, Lut gölü kadar da hasyetli vicdaninda duyabilen gariplikler halitasi bir ruh yapisina sahiptir. Ona sirf mehabet noktasindan bakanlar, asilmaz bir zirve karsisinda bulunduklarini hisseder, hayret ve hayranlikla ürperirler... Onu, ötelerle irtibati, ihlas ve samimiyetiyle tanima firsatini bulanlar ise ruhanilerden biriyle diz dize olduklarini sanir ve kendilerinden geçerler.
Yillar ve yillar var ki, düskünler diyari su mübarek ülke, tasiyla-topragiyla, canlisiyla-cansiziyla, mu'miniyle-kafiriyle hasretle inledi ve böyle bir liderin yolunu gözledi.
Bu ugurda elli defa yalanci mumlari günes zannedip alkisladi; yüz defa atesböceklerini yildiz sanip arkalarina düstü, ve bilmem kaç defa da kirkharamileri Kabe yolcusu sanarak içlerine girdi. Öyle anlasiliyor ki, daha bir süre bu hicranli arayis devam edecektir.