[anadolu home] [contents] [by authors] [by category] [subscription]
Volume 1, No 4, Fall 1991 [back]

"Her Eve Bir Araba" Katliami

Celal Akyazar

Geçtigimiz seçim döneminde iktidara soyunan partilerden birisinin parti vaatlerinden olan "her eve bir araba" fikrini siyasi yapilardan uzak trafik hukuku ve türk karayolu trafik yapisi yönünden degerlendirmek istedim. Bu vaadin ortaya atilmasindan itibaren karayollari Genel Müdürlügünden konuya hiç bir sekilde bir yorum getirilmemesi de ayri bir endisedir.

Önce karayolu trafiginin nasil bir tanimi içerdiginden bahsetmek gerekir. Trafigi, karayolu üzerindeki araç ve insanlarin her türlü hal ve hareketleri olarak yorumlayabiliriz.

Trafigi üç unsur olusturur: motorlu veya motorsuz araç, sürücü, yolcu veya yaya olarak insan ve yol. Diger unsurlara da etki eden bir yapi olarak insan faktörü trafikte en önemli öge sayilir. Mevcut trafik mevzuatina göre tüm olumlu davranislar insan unsurundan beklenmektedir. Halbuki meselenin bir de isin düzenleyicisi açisindan ele alinmasi gereklidir. Trafigi tüm sekliyle ortaya koyan, düzenleyen ve denetleyen devletin bu yönde yapmasi gerekenler her ne kadar 2918 sayili karayollari trafik kanununda açiklanmis olsa da bunun çesitli nedenlerle yeterince uygulanmadigi görülmektedir.

Türkiye'deki ulasim agi, gerekli olan ülasim politikasi belirlenemediginden ve zamaninda altyapi hizmetleri bitirilmediginden dolayi günümüzde oldukça sorunlu bir kamu hizmeti olmustur. Ülke genelinde henüz hangi ulasim hizmetinin daha fazla önem verilerek gelistirilmesi gerektigi organlarca belirgin bir temel prensip olarak ortaya konulmamistir. Ülkede ulasim master planlari çikarilmamistir. Sehirlerimizin bir çogunun ulasim yönünden 10-15 yil içerisinde bilimsel olarak hangi uç degerlere ulasabilecegi belirlenmemistir.

Ülkedeki tasimacilik yüksek oranlarda halen karayolu üzerinden kara tasimaciligi olarak yapilmaktadir. Gözlenen odur ki, bu resmi devlet politikasi olarak da gelismektedir. Halbuki, ileri ülke seviyelerinde bu nevi ulasimin demir ve deniz yollarina dagilma gösterdigi görülür. Altyapi tesisi pahali olmasina karsin tasimacilikta diger ögelere göre (hava, deniz, karayolu) demir yollari daha ekonomiktir.

Ülkemizde demiryollari ile insan ve yük tasimaciligi fazlaca gelistirilmemis, bu konuda tüm yük karayollarina verilmistir. Karayollarimizda yetersiz kapasite, ülke genelinde esit ölcülerde dagilmama ve asiri karayolu yük araçlarinin yigilmasi ile karayollarimizda trafik kazalari bir önceki yillara göre daha hizla artmaktadir. Ilerki yillarda da belirgin bir ulasim politikasi olusturulmadigi için karayollarindaki trafik yogunlugunun artacagi hissedilmektedir.

Mevcut ulasim sorunlarina teknik seviyede uzun vadeli çözümler getirilmedigi sürece bu kazalarin azalmasi beklenilmemelidir. Sayin genel baskan yardimcisinin seçim vaadini bu degerlendirmeler ölçüsünde ele aldigimizda, ulasim sorununa bir çözüm önermekten ziyade, sorunu olusturan unsurlara ekleme yapilmak istendigi gözlenmektedir. Böyle bir seçim vaadinin ekonomik tablosunun trilyonlarla ifade edilecegi kuskusuz. Halbuki, bu asamada altyapi eksikliginden, onun bilimsel yollardan cözüleceginden hiç bahsedilmeden, bilakis çarpim deger sonucunu daha yüksek rakamlara ulastiracak çalismalarin söz verilmesi karsisinda insanin kani donmaktadir.

Mevcut sistemde her yil binlerce insanimizin kazalarda hayatini kaybettigi bir durum var iken, bunu hiç yokmus gibi kabul ederek, iyilestirme çabalari gösterilmeden böyle bir vaadin sadece bir "seçim avciligi" oldugunu görmek mümkündür. Insanimiz yukarida anlatilan yetersizlikler yüzünden ve konuya ciddi bir sekilde yaklasilmadigi için ölmektedir. Ulasim sorunlarini çözmeden ülkedeki araç sayisinin arttirilmasinin hiç bir bilimsel ulasim anlayis yönü de yoktur. Bilakis, insanimizi göz göre göre daha fazla kaza riski ile ulasima sürüklemektir ki, bunu ben kendi anlayisim dogrultusunda bir "katliam" olarak görmekteyim. Öyle zannediyorum ki, bu zihniyetle seçilen dönemde iktidara gelmeleri halinde ülkenin ulasim sorunlarinin çözümlenebilecegini söylemek biraz gerçekçilikten uzak olacaktir.

Sehircilik ve ulasim alanlarinda uzmanlarin bu konuda duyarliliklarini beklemek ümidiyle...


©1991 anadolu
This article can be reproduced provided that full credit is given to anadolu
Bu yazi anadolu'ya atif yapilmak kaydiyla kopyalanabilir.

For your comments / Yorumlariniz için anadolu@wakeup.org
Please reference the article title, volume, and number
Lütfen yazi basligi, cilt ve numarayi belirtin