Gezi izlenimleri

Geçtiğimiz Cumartesi günü öğleden sonra Gezi Parkını dolaştım. Metro çıkışından parkın merkezine doğru yürüdükçe bir bakıma Türkiye’den ABD’ye gidiyormuş gibi bir izlenime kapıldım. Parkın merkezinde dış görünüşleri, sloganları, rahat tavırları ile ABD’deki kampus protestolarından tanıdığım tipte genç insanlar vardı. Enerjik ama şenlikli bir hava hakimdi. Tahminim, buradaki gençlerin önemli bir kısmının New York Central Park’ını ya da Londra Hyde Park’ını birinci elden görmüş kişiler olduğu yönünde.

Parkın çeperinde ve meydan tarafında ise bir kısmını ilk defa duyduğum örgütlerin masaları, flamaları ve elemanları vardı. Burada masalardaki insanlar daha ciddi suratlı, sloganlar daha bildik idi. Ama, merkezden yayılan havanın etkisiyle midir, normalde yanyana durması zor sloganların sahipleri herhangi bir husumet izi olmadan birlikteydiler. Parkta Kürt veya başka bir etnik grubun taleplerini sergileyen bir örgüt veya masa olmaması da dikkatimi çekti.

Parka kendim gidene kadar gazetelerin internet sayfalarından edindiğim Gezi protestocuları izlenimi neredeyse tamamen parkın merkezindeki insanlardan ibaretti. Çevredeki posterler, diğer daha bildik gruplar pek bahsedilmiyordu. Park ve Taksim’in bütünlüğüne bakınca bunun yanıltıcı bir resim olduğunu düşündüm. Toplumsal ve global meşruiyet zeminin nerede olduğunu medya da farketmiş ve ona göre bir imaj inşası yapmıştı demek ki.

Parkın merkezinin Türkiye’de henüz geniş bir toplumsal karşılığı yok sanırım. Ama Türkiye’nin ekonomik ve sosyal değişimi bu tempoda giderse 2023‘ün protestolarında ağırlık böyle insanlardan oluşacak. Konular bireysel özgürlükler, çevre vs. gibi konular olacak. Yani durum pek fena değil bence. Ama şimdilik bunlar sadece “eski Türkiye’nin” muhalefetine Batı’da meşruiyet sağlamak için bir araç durumunda.

Bağlantılı bir husus da şu: Parkı gördükten sonra Taksim Platformu olarak Başbakan Yardımcısı ile görüşen heyet ile Gezi Parkındakiler arasında bir temsiliyet ilişkisi kurmakta zorlanıyorum. Heyet şimdiye kadar hemen hiç bir konuda hükümetle netice alıcı müzakerede bulunamamış, yaşını başını almış –parktaki nüfusa göre– “ağbilerden” oluşuyordu.

This entry was posted in Siyaset. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *


*