[anadolu home] [contents] [by authors] [by category] [subscription]
Volume 7, No 2, Summer 1997 [back]

Basasagi Konusan Bir Adam

Tanju Çataltepe

20 Mayis 1997 günü ilahiyat profesörü ve yazar Yasar Nuri Öztürk New York'da Türk Evi'nde "Kur'an'daki Islam" konulu bir konferans verdi. New York'taki konferansa vesile olan ise yillik "Türk Haftasi" etkinlikleri idi.

 

Dört saatten uzun süren konusmasindan edindigim izlenim, Yasar Nuri'nin "farkli olmayi" bir deger olarak yasadigi. (Kendisinden arada bir üçüncü  sahis olarak ve "Yasar Nuri" diye bahsettigi için ben de burada o sekilde kullanacagim.) Kitaplarinin "geleneksel" çevrelerden aldigi tepkilerden, Anadolu'nun ücra köselerine gidip halka "derin" mevzulari anlatmasinin "entellektüellerce" hayretle karsilanmasindan, kravatli ve sik kiyafetinin "din adami" kimligine aykiriligindan sik sik bahsederken duydugu haz ve tatmin gözden kaçmiyordu. Türkiye'de Yasar Nuri'yi "çagdas Müslüman din adaminin" timsali olarak görenler var. Kendisini dinleyince ben de bu tesbite hak verdim. Benlenmenin bu kadar açikça ifadesini geleneksel bir alimde tahayyül edemiyorum. Geleneksel terbiyeyi "asamamis" olanlar, kendilerini begenseler bile ifade edecek dagarcigi bulmakta zorlanirlardi herhalde.

Fakat, düzgün ve iyi konusan bir hatip. Polemikçi tavrini New York'taki dinleyicilerine yöneltmedi (konusma esnasinda soru sormaya izin verilmemesi bir faktör olabilir). Bilakis salonu dolduran genç-yasli, kadin-erkek dinleyicileri hos tutmayi  basardi. Fakat bu hosnutlugu saglama biçimi, en hafif tabiriyle, üzücüydü. Konusmanin özellikle baslangiç kisimlarinda irkçilik izleri tasiyan Arap düsmanligina bol bol prim veren ifadeler kullandi. Türkiye'de Ilhan Arsel türü adamlarin kod olarak kullandiklari "bedevi" sifatini, dinleyicilerin de nasil algiladiklari asikarken pervasizca sarfetti. "Sünnet edebiyati altinda bedevi adetleri zerkediliyor" gibi ifadeler... (Yasar Nuri, Edip Yüksel gibi sünneti dislamiyor. O tür yaklasimlara karsi oldugunu özellikle belirtti.) Konusmanin konferansla ayni ismi tasiyan kitabina dayandigini belirttigi için detaylarina burada girmeyecegim. Ilgilenenler Türkiye'de çok satan bu kitabi kolaylikla temin edebilirler saniyorum. Burada üzerinde durmak istedigim konusmanin tarzi.

Yasar Nuri makul seyler de söyledi, fakat konusmasinin akisi içinde sapla saman bir birine karistigi için, vermek istedigi mesajin ne oldugunu anlamak zordu. Konusmanin hemen baslarinda epeyce vakit harcadigi konular bugün kildigimiz haliyle namazin geçerli olup olmadigi, namazlarin cem edilip edilemeyecegi, Cuma namazinin kaç rekat oldugu (cevaplari vermedi, firsat düserse konulara girecegini söyledi; firsat hiç gelmedi) gibi seylerdi. Halbuki dinleyicilerin görüntüsü, cem etmeye sira gelmeden namaz kilip kilmama konusunun daha elzem oldugu yönündeydi. Yasar Nuri "cem etmek"ten bahsedince siralarda "ne demek?" diye fisiltilar yükseldi. Konusmasinin sonuna dogru dinleyicilere "az biliyoruz" demeden bildikleri kadarla namaz kilmalarini tavsiye etti, Kur'an'i Arapça okuyabilmenin önemli oldugunu belirtti, ama Arapça bilmemenin mealleri okumaya engel olmamasi gerektigini hatirlatti.

Konusmasini "basasagi" diye nitelemem, dinleyicinin durumu çerçevesinde verilmesi uygun olan nasihati en sona birakip, hiç bir hazirligi olamayan kisilere fikhin, kelamin detay sayilabilecek mevzularini sanki gündemin acil konulari  gibi sunarak konusmaya baslamasi. Dogru, dini ahkamla ilgili Türkiye'de Müslümanlarin eksik bilgileri olabilir, daha evvel duymadiklari --ama Islam ulemasinin bir zamanlar gündemini isgal etmis-- hususlar olabilir. Ama, bu tartismalari taraflarin hakkini yemeden ele almak hazirliksiz yapilacak bir sey degil. Maksat, "ne çok seyler biliyormus" dedirtmekse, durum farkli tabii.

Yasar Nuri'nin konusmasi boyunca yüklendigi ve modernlesmeci literatürden hepimizin asina oldugu, cahil, bagnaz, softa din adami tipi vardi. Bilmiyorum, benim gafletim mi, tecrübesizligim mi, bu karikatürüze tip Türkiye'de hangi camilerin imamligini yapiyor merak ediyorum. Türkiye'de camiye düzenli gidenlerin ne kadari bu adamlarla karsilasiyor (eger tarif dogruysa, bu tiple karsilastiktan sonra tekrar camiye gitmek mümkün gözükmüyor), camiye ugramayanlar için bu adamlarin önemi ne? Anlamak zor. Kendi kurguladigi sablonlarla münakasaya tutusmak olsa olsa kolay entellektüellik.

Bütün bunlara ragmen konusma boyunca ve ondan sonraki muhasebemde hatirda tutmaya çalistigim bir olgu vardi: Çesitli vesilelerle Yasar Nuri'nin yazilari vasitasiyla Islam ile cidden ilgilenip, düzenli ibadetlerine baslamis samimi Müslümanlarla tanistim. Türkiye'de, geleneksel dokularla baglari zayiflamis çevrelerde, Modernlesme baskilarinin bunaltici seviyelere ulastigi ortamlarda Islama tekrar yönelis için baslangiç noktasi olusturabilen bir söylemi var. Bu açidan bakinca yukaridaki elestirilerime cevaben Yasar Nuri, "bu kadarini bile yapabiliyor musun" diye cevap verebilir elbette. Dogrusunu muhakkak Allah bilir.


©1997 anadolu
This article can be reproduced provided that full credit is given to anadolu
Bu yazi anadolu'ya atif yapilmak kaydiyla kopyalanabilir.

For your comments / Yorumlariniz için anadolu@wakeup.org
Please reference the article title, volume, and number
Lütfen yazi basligi, cilt ve numarayi belirtin