[anadolu home] [contents] [by authors] [by category] [subscription]
Volume 6, No 4, Winter 1996 [back]

Ögretmenlik kutsal bir tersliktir

Süleyman Çobanoglu

[Günesin Alti kösesi, Milli Gazete 27 Kasim 1996]

24 Kasim ögretmenler günü olarak kutlaniyor (mu demeli?.) Biz, bu "önemli" günü gecikmeli olarak yazimiza konu ediyoruz. Olsun. Zaten herkes de, ögretmenlerin sorunlarini ele almada bir gecikmislikten dem vuruyor bu günde. "Aman efendim" diyorlar, "onlar bizim bas tacimizdir, yilin yalniz bir günü degil, 365 günü onlarin olmalidir."

Bütün "bilmem ne günleri"nden nefret ederim. Ortaligi ya vicik vicik bir yalakalik, ya da manyak bir tüketim azginligi kaplayiverir. Samimiyetsiz ve kapital kokan günler.

Ve fakat, su ögretmenlere yönelik pohpohlama üzerine biraz kafa yormakta fayda var.

Yilin ögretmeni seçilmek ne demektir? Kim hangi kistaslara göre bu sifata hak kazanir?

Ögretmenlerin "kutsal" olduguna kim karar vermistir?

Bunlari bilmiyorum.

Eger, su "bana bir harf ögretenin.." düsturundan bahsederseniz, ben de derim ki: bu sözün fen ve tabiat ya da vatandaslik bilgisi ögretmeni için söylenmis oldugunu hiç sanmiyorum!


Ilk ögretmenlerimi zar zor hatirliyorum. Ilk sopami ise çok iyi ...

Orta mektepte bir Ulvi Hoca vardi... Baska bir dersin hocasi oldugu halde, bos geçen müzik dersimize tuttular onu verdiler.

Ulvi Hoca, tam da bir "Türkiye vatandasi" idi..

Düttürü kabilinden flütle "baltalar elimizde" garabetini çalmayi reddederek, "birakin lan kitaplari" dedi. "Adam gibi sarki söyleyelim..!"

Basladik: "Ey büt-i nev eda/olmusum müptela/iltifat et bana/ asikim yar sana..."

Iste bu sarki sirasinda gözleri heyecanla parlayan bu temiz yürekli adam, bu "yarali bilinç", teneffüslerde haylazlik edenleri neyle döverdi bilir misiniz?

Mibzer pulluklarin tarlalara tohum akitilan hortumlariyla!..


Bir yatilinin karsi karsiya kaldigi insan, "cemiyet içinde bir ögretmen" degildir.

O, bir belletici ile basbasadir, bütün zaaf ya da kuvveti ile çiplak bir ruhun karsisinda...

Orada akla kara belli olur.

Veli toplantilarinda el pençe divan durup, aksam etüdlerinde aslan kesilenler vardir.

Komunist deyip kizanlar vardir, fasist deyip dövenler vardir.

Ergenlik çagindaki gençlere, hayran oldugu kizin önünde sille tokat girisenler vardir.

Adi "halkçi-toplumcu-ögretmen-sair Ahmet Telli" olup da, kayit için boyun buran babanizin suratina sari evrak zarfini firlatanlar vardir.

Robert ile Tarsus Amerikan'in ögrencileri tam makyaj gezerken, sizin bir tutami asan saçinizin ortasindan katil makaslarla tren yolu açanlar vardir.

Darda kalana borç vereni de vardir, yere düsenin basini sigazlayani da...

"Kutsal"dan bahsetmeyin.
"Ögretmen de, bildiginiz gibi bir ademdir."


Bu ne igreti bakistir ki, ögretmen ve asker ve polis ve hatta gazetecilik kutsaldir.

Fakat rençberlik, dülgerlik, nalbantlik, isportacilik, firincilik, bozacilik, hattatlik, sairlik ve çöpçülük kutsal degildir.

Ögretmenler olmayiverse bile, su bildigimiz bütün lüzumsuz ivir-ziviri bize televizyon ve gazeteler ögretirlerdi. Ne yani yillarca edebiyat ve Türkçe, Milli Güvenlik ve Turizm, Kooperatifçilik ve Cografya okuduk da ne oldu! 24 Kasim sululuklarina filan gerek yok. Gerçegi su 7 yasinda kara kara Mussolini kiliklari giyen bebeler biliyor. Üniversiteyi bitirip de, birden kendini issiz güçsüz, sapkin ve kandirilmis bir toplumun içinde bulan gençler biliyor. Bizim mekteplerin hiç bir soruya cevap vermedigini bilen herkes "kutsal"ligin ucuz olmadigini biliyor.

Cevap gerekiyor.

Ögretmenlik, kutsal bir tersliktir gerçekte.

Bize, yaygin bir serre karsi nasil diklenecegimizi, nasil terslenecegimizi ögretene "kirk yil köle" olalim.

Bordro mahkumu muzdarip memurlara degil...


©1996 anadolu
This article can be reproduced provided that full credit is given to anadolu
Bu yazi anadolu'ya atif yapilmak kaydiyla kopyalanabilir.

For your comments / Yorumlariniz için anadolu@wakeup.org
Please reference the article title, volume, and number
Lütfen yazi basligi, cilt ve numarayi belirtin