Can almak, insan olmak

Kürtaj tartışmaları arasında en can alıcı noktaya parmak basan yazı herhalde Hilal Kaplan’ın “İnsan nerede başlar” yazısıydı. Fakat “inananları” biraz acelece ayrı tutmuş gibi geldi. Diyanet İşlerinin beyanı olsun, bazı alimlerin fetvaları olsun, ilk haftalarda kürtaja cevaz veren geleneksel görüşleri reddetmek için “modern tıbbın verilerine” başvuruyorlar, sanki tıp insan olma hali hakkında birşey söyleyebilirmiş gibi. Secde suresindeki ifadelerden spermin yumurtayı döllemesi ile insan olunmadığı çok açık iken, “modern tıbba” dayanarak döllenme anını insanlıkla eş tutmak garip.

Can almak meselesi elbette önemli bir konu ama, insanlar insan olmayan canlıları çeşitli sebeplerle günah veya suç teşkil etmeden öldürüyorlar. Yiyecek, korunma gibi sebepleri bir kenara bırakın, spor olarak yapılan avcılığa bakın. Afrika’da safarilere çıkıp eti yenmeyecek hayvanları avlayanlara karşı bir fetva duymadım. Demek ki, kürtaj konusunda dini görüş can almak meselesi değil, insan olmak meselesi üzerinden konuşulmalı. Ne zaman insan olunduğunu da tıp biliminden öğrenmeyi beklemek beyhudedir.

Yeni Şafak’ta Ayşe Böhürler’den ögreniyoruz ki konu bazı dindar çevrelerin gündemine Amerika’dan ithal edilmiş. Bu bana evrim konusu tartışmasının Müslümanların gündemine Amerikan Hristiyanlarının terminoloji ve perspektifi ile girmesini hatırlattı. Bakarsınız yakında bir de okullarda evrim konulu bir tartışma başlatılır.

This entry was posted in Felsefe/Philosophy. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *


*